Tülay Elif GÖKHAN
  29-10-2022 22:00:00

KALBİMİZDEKİÂB-I HAYAT: SEVGİ

Sevmekle başladı her şey. Toprağın suyu, insanın insanı, gecenin gündüzü, siyahın beyazı sevmesiyle sevginin tohumları kâinata serpildi.Kâinat sevgi üzerine kuruldu ve dünya sevgi üzerine dönmeye başladı. Belki de bu yüzden insanoğlunun gönlünde ilk hissettiği duyguydu o: masum, tertemiz, olduğu gibi, katıksız, karşılıksız, çıkarsız.

Bir annenin gözlerinden yavrusunun gönlüne ılık ılık düştü.Sevgiyle öğrendi insan kelimeleri, nesneleri, evreni.Gönül kapılarının anahtarı sadece sevgiydi. Sevgiyle aşabilirdi insanoğlu tüm zorlukları.Tüm insanları bir araya getirdi, hiçbir ayrım yapmadan. Çünkü onun fıtratında ayırmak yok, birleştirmek vardı.

O kadar çoktu ki sevgi, yağmur oldu gökyüzünden damla damla yağdı yeryüzüne. Hava soğudu kar oldu bu sefer. Küçücük bir kar tanesiydi önce. Yuvarlandı, yuvarlandı koskocaman oldu. O yüzden boşluğu ve yokluğu hiçbir şeyle doldurulamadı. Para gibi kazanılan mal mülk gibi satın alınan bir şey değildi o. Maddiyatla kazanılmadığı için maddiyatla da alınamazdı.

Sevgi çayların demi, şekeri; acılıkların ilacı oldu.Hastalara şifa, yaralara merhem oldu.Hangi yüreğe cemre gibi düştüyse, o yüreği ısıttı, ışıttı ve kocaman yaptı.Sevgi sevileni sevgili yaptı ve aşığa en güzel şiirleri yazdırttı.Zindanları saray yaptı.

Sevgi öyle bilimle anlatılacak, açıklanacak bir şey değildi. Psikolojiyi bile kendini anlaması konusunda âciz bıraktı. O; deney kaplarına, laboratuvarlara sığmayan engin bir denizdi.

Bakmayın binaların taştan topraktan olduğuna, hepsinin temeline, harcına sevgi katıldı. O yüzden evlere taştan yapılar değil de sevginin içinde bolca bulunduğu “yuva” adı verildi. Sofraları şenlendirdi, ömürleri bereketlendirdi. Ağızlara tat, yüzlere güzellik verdi. Kusurları, eksikleri siliverdi. Sevilen bu yüzden hiç çirkin ve kusurlu görülmedi.

Sevginin olduğu yerde kötülük olamazdı.Sevgi o kadar güçlü bir duyguydu ki onun olduğu yerde savaşlara, acılara, gözyaşlarına yer yoktu. Çocuklar ağlamamalı, annelerinden babalarından zorla koparılmamalı, bilmediği yerlerin kıyılarına cesetleri vurmamalıydı. Ağlayacaklarsa sadece mutluluktan dökülüvermeliydi gözyaşları.

Sevgi; hoşgörüyü, hoşgörü de beraberinde getirirdi merhameti. Merhametten maraz doğmayacaktı aslında. İnsanoğlu merhametin içine çıkarlarını, hırslarını katmasaydı sevgi yemeği hiç acı tatmayacaktı.  İnsanoğlu açgözlülüğünü saklamasaydı ceplerinde bir sorun olmayacaktı. İki yüzünü de kullanmasaydı güveni de kaybetmeyecekti.  Çünkü sevgi, saf bir çocuktu. Sonra insan denilen varlık, daha çok kazanmak istedi çünkü açgözlüydü biraz. Daha çok kazanmak istedikçe içindeki saf çocuğun önce gözlerini, sonra ellerini, sonra da bağırmasın diye ağzını kapadı. Ne yazık! Bilemedi insan asıl kötülüğü kendisine yaptığını. Büyük küçük demedi, ezdi geçti. Kırıldıkça kırdı, kızdıkça kırdı, öfkelendikçe kırdı. Kırdıkları o kadar çok arttı ki kendini de bu kırıklar arasında kaybetti. Yine bilemedi aslında kırdıklarının da kendisi olduğunu.

Ve insan sevmeyi unuttu. Oysa insan nefes almayı, su içmeyi, yemek yemeyi nasıl unutmuyorsa sevgiyi de öyle unutmamalıydı. Unutmaması gerektiğini unuttu. İşte o zaman dirildi kötülükler. Asla onarılamayan yaralar açıldı yüreklere. Sevgisizlik susuzluk gibiydi, olmadığı yerleri çöle çevirirdi. Yürekleri merhamet pınarlarını kuruturdu. İnsanın üzerindeki insan libasını çıkarıp, vahşileştirirdi onu. Oysa insan yaratılmışların en şereflisiydi. Düşünürdü yapmadan önce. Çünkü mütefekkirdi. Aklına sorduktan sonra kalbine de sorardı. Tek başına akıl yanıltabilirdi. Kalp, acımasız fikirleri onaylamazdı. Düşüncelere de düşüncenin hareketine de merhamet katardı. Çünkü kalp, sevginin biricik eviydi. O yüzden kalplerimizi bir kez yoklayalım bakalım sevgi nerelerde acaba? Onu gerektiği gibi ağırlayabildik mi?Narin olduğunu fark edip ona göre davranabildik mi? O, hâlâ kalbimizde mi yoksakalbimizi terk mi etti? Giden kolay kolay geri gelmez. Hele giden sevgiyse…

Dünya ahvaline şöyle bir göz attığınızda sevgiyi kaybeden yüreklerin neler yaptığını göreceksiniz. Oysa sevilecek ne çok şey var hayatta. Bazen bir yaprak, bazen bir çocuk, bazen gökyüzü, bazen de bir kuş sevgiyi mutlaka size hatırlatacak ya da sevgiyi size öğretecektir. Minicik bir adım yeterli olacaktır. Yeter ki sevgiyle atılan bir adım olsun. Atılan adımların olduğu yer yeşersin, yaşam dolsun. Sevgi; sadece kendin için yaşamak olmasın her canlıyı yaşatmak olsun. Tüm cümlelerin başı olsun ama hiç son olmasın. Tohumlarla gibi çok olsun her yere taşınsın her yerde yeşersin her yerde çoğalsın. Ama hiç çürümesin. O kadar bereketli olsun ki hiç bitmesin. Hayatımızdan, kalbimizden hiç çıkmasın.

  Bu yazı 2100 defa okunmuştur.
  YORUMLAR 1 Yorum YORUM YAP
ERCAN GÖKKAYA 11-11-2022 13:25:00

Tebrik ediyorum hocam. Yüreğinize sağlık

  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
YUKARI