Saynur ÖZKAFA
İNSANLARIN bakış açıları çok farklı… Her bireyin yaşamdaki gayesi, hedefleri ,başarıları ve dolayısıyla mutlu olabileceği arzuları daha farklı…
Ancak bu hedeflere ulaşmada bir “sihirli” denebilecek kelimeler var ki, bunlar da yaşama “sımsıkı sarılmak” ve onu “gerektiği kadar” ciddiye almaktır.
Etrafımızda yaşayan ve insanlara idol olan şahsiyetlere bakarız, onların başarılarını kendimize rol model alırız.
Kimileri çok zengindir…
Kimileri çok ünlüdür…
Kimileri çok mutludur…
Kimileri çok sağlıklıdır…
Kimileri yaşamdan büyük zevk alır…
Kimileri her daim bitmez tükenmez bir mücadelenin içindedir…
Kimileri para biriktirir…
Kimileri dost biriktirir…
Kimileri çok sevilirler…
Kimileri hayatı tek başına sırtlanırlar…
Oysa ki, bu unsurların her birinden belli bir ölçüde bulunmalıdır insanda.Yeri geldiğinde yalnız kalacaksın, yeri geldiğinde üzülecek, yeri geldiğinde sevineceksin.
Tıpkı bir gül bahçesi gibidir hayat…
Bu bahçeye girmeyi kendine hedef seçtiysen, yani gülleri kucaklamak istiyorsan, dikenine de katlanacaksın o gül bahçesinin.
Aslında gül ve diken hayatı çok iyi anlatıyor. Diken, mücadeleyi, gül ise bu mücadele sonrası elde edilen güzellikleri. Belki de, arkadaşınıza, sevdiğiniz insana sunduğunuz bir gül bunu simgeliyordur.
HER ŞEYİN BAŞI EMEK VE İSTEK
Hayat zordur ve ciddi anlamda bir mücadele gerektirir. Bu mücadele içinde “emek, azim ve çaba” her zaman itici güçtür.
Öğretmensen, kendini her daim yenileyecek, öğrencilerinin karşısına daha dolu olarak çıkacaksın.
Öğrenciysen, verilen görevi en iyi bir şekilde yerine getirecek, beklentilerine karşılık bulacaksın.
Mutlaka bir hedefi olacak insanın. Bu dünyaya bir amaç üzere gönderildiğini bilmeli insan. Geride kalan zamanlara üzülmek yerine, daha çok gelecek için plan ve program içine girmeli insan…
Çünkü geçen zaman artık geride kalmıştır ve hiçbir zaman da geriye gelmeyecektir. Üzülsen de bu böyledir.
Geçmişten dersler çıkarabiliyorsak, gelecek için daha ciddi ve ısrarlı çalışmalar içine girebiliyorsak, sonunda kazançlı çıkacak olan da bizler oluruz.
Ve bizim samimi çabalarımızla hayat daha güzelleşir ve anlam kazanmaya başlar. Bir anlamda ümitsizliğe yer yoktur hayatımızda her bir zorluğun da mutlaka bir çıkış kapısı olmalıdır.
ÜMİTSİZLİĞİ YAŞAMDAN ÇIKARMAK
Hayat ve gelecek bizim elimizde; mutlu ve mutsuz olmak da…
Yaşam içindeki her kavramın olumlu ve olumsuz yönleri vardır mutlaka bardağın boş ve dolu tarafı gibi... Bizler her zaman bardağın dolu tarafına bakmalı, olaylara pozitif duygularla yaklaşmalıyız.
Bu tarz bir yaşamı seçiyorsak, ümitsizliği ve çaresizliği de silmeliyiz yaşamımızdan.
Mehmet Akif Ersoy’un, çok anlamlı bir şiiri var “Ye’se Kapılma!” diye… Birkaç satırı sizlere sunmak istiyorum:
“Atiyi karanlık görerek azmi bırakmak…
Alçak bir ölüm varsa, eminim, budur ancak.
Ey dipdiri meyyit, “iki el bir baş içindir.
Davransana… Eller de senin, baş da senindir.
Feryadı bırak, kendine gel, çünkü zaman dar…
Uğraş ki, telafi edecek bunca zarar var.
Yeis öyle bataktır ki; düşersen boğulursun.
Ümide sarıl sımsıkı, seyret ne olursun!
Hüsrana rıza verme… Çalış… Azmi bırakma;
Kendin yanacaksan bile, evladını yakma!..”
Şiir böyle devam ediyor.
Gördüğünüz gibi, milli şairimiz merhum Mehmet Akif, düşmanın gücünden ve zulmünden usanan, pes eden ve ümitsizliğe kapılan insanlarımıza sesleniyor.
Ve o haykırış, aziz milletimizin sesi, ümidi ve geleceği için adeta bir bayrak oldu. Sonrası malumunuz, 13 farklı cephede şaha kalkan Türk Milleti, “enginlere sığmam, taşarım” dercesine bu kutsal vatanı yurt kıldı bize.
İşte insanların yaşamları da böylesine mücadele ve ümit gerektirir.
Yaşamınızı mutlu ve başarılı kılmak için her daim “ümit var” olun ve mücadeleyi elden bırakmayın değerli öğrencilerim…
Kalın sağlıcakla…
**************
ANLAMLI SÖZ
“Sadece sevmeye başla. Yavaş yavaş… Çok daha fazla sevginin sana geri döndüğünü göreceksin…”
OSHO
*************
İhbar Hattı
02268115820
